Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye’nin önümüzdeki iki-üç on yıl için beklenen enerji talebindeki artışa yönelik yeni yaklaşımı anlattı. Moskova’da düzenlenen bir oturumda konuşan bakan, arz güvenliğini, erişilebilirliği, rekabetçiliği ve sürdürülebilirliği güncel gündemin merkezine koyduğunu vurguladı. Güvenilir enerjiyi uygun maliyetle sağlamak giderek zorlulaşıyor diyen Bayraktar, son yıllarda yaşanan pandemi, tedarik zinciri sıkıntıları, piyasalardaki dalgalanmalar ve jeopolitik krizlerin yatırım ortamını nasıl zorladığını dile getirdi. “Türk yolu” olarak adlandırdığı bu yaklaşımda esnekliği ve kaynak çeşitliliğini esas alıyoruz, çünkü enerji talebimizi karşılamak, ithalat bağımlılığını azaltmak ve yüzyılın ortalarına doğru karbon nötr bir ülke hedeflemek önceliklerimiz arasında.
Türkiye’nin enerji portföyünde hiçbir kaynağı dışlamadığını belirten bakan, piyasa dinamikleri değiştikçe politikaları buna göre uyarlayabilme yetisini de vurguladı. Duygusal değil, akılcı ve rasyonel bir yaklaşımla ilerliyoruz; çünkü güvenli ve rekabetçi enerji için gereken esnekliğe sahibiz.
Yenilenebilir enerjiden nükleere uzanan geniş bir portföy hedefliyoruz ve bu doğrultuda yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Her yıl yaklaşık 8-9 gigavatlık yenilenebilir kapasiteyi devreye alıyoruz; 2035’e kadar bu miktarı 120 gigavata çıkarmayı hedefliyoruz. Nükleer enerjiye verdğimiz önemin göstergesi olarak Rosatom ile inşa edilen Akkuyu Nükleer Santrali’nin ilk reaktörü gelecek yıl devreye alınacak. En az 12 büyük ölçekli reaktör ve 5 gigavatlık küçük modüler reaktör (SMR) planlarımız arasında yer alıyor.
Doğal gazda ihracatçı konum elde etmek için yürütülen çalışmalara değinen Bayraktar, Türkiye’nin LNG kapasitesinin 2016’daki günlük 32 milyon metreküpten 161 milyon metreküpe yükseldiğini söyledi. TürkAkım ve TANAP projelerinin bu başarıda kritik rol oynadığını belirten bakan, Türkiye’nin yıllık gaz ihtiyacının yaklaşık 60 milyar metreküp olduğunu hatırlattı. Karadeniz’de 2028’e kadar 16 milyar metreküp gaz üretmeyi planladıklarını belirten Bayraktar, LNG’nin esnekliğini kullanarak farklı kaynakları harmanladığımız “Türk harmanı” modeliyle Güneydoğu Avrupa’ya uygun fiyatlı gaz ihraç edebileceğimizi ifade etti.
Avrupa’nın enerji güvenliğinde kilit ülke olarak rolümüz büyüyor ve TANAP ile TürkAkım projeleri kıtanın enerji dengesi için hayati öneme sahip. Bayraktar, Avrupa tarafında da karşılıklı yaklaşım gerektiğini, sadece gazla sınırlı kalmayıp elektrik bağlantı kapasitesinin artırılmasının da hedefler arasında bulunduğunu söyledi. Bu işbirliğinin güçlü siyasi irade gerektirdiğinin altını çizdi.