Erdoğan: Faizin yükseltilmesini savunmadım, savunmuyorum ve savunmayacağım

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkmenistan dönüşü medya mensuplarının sorularını yanıtladı.

Erdoğan, iktisattaki gelişmeleri, faiz tartışmaları ve minimum fiyata yönelik soruları da yanıtladı.

Erdoğan’ın açıklamalarında öne çıkan sözler şunlar oldu:

Bu ülke bizden evvelki yıllarda dünya ortalamalarının çok üstünde oranlarla, yüksek maliyetlerle borçlanmak zorunda bırakıldı. Bu bağımlılık demekti. Ekonomik olarak bağımlı bir ülke kendi siyasetlerini elbette hayata geçiremez. Belirlenmiş çizginin dışına çıkmaya çalıştığınız vakit karşılaşacağınız şey şantajdır. Buna karşı koyacak dirayetiniz yoksa istikrarsızlığa mahkum edilirsiniz.

“Faiz sebep, enflasyon neticedir” tezim değişmedi

Son günlerde kur üzerinde iktisadi temelleri bulunmayan hareketler nedeniyle yaşanan fiyat artışlarının oluşturduğu meseleleri da milletimizin lehine yatırım, istihdam ve üretimle çözeceğiz. Büyüyeceğiz, büyüdükçe milletimiz kazanacak. Şunu çok açık net söylemem gerekiyor. İktidara geldiğimiz birinci günden bu yana iktisattaki tezimiz bilhassa düşük faizdir ve bir de faiz-enflasyon bağlantısını ben devamlı “faiz sebep, enflasyon neticedir” diye işlemişimdir. Bu tezim değişmedi. Bugün de ben tekrar birebir tezi savunuyorum ve buna inanıyorum.

Tabi burada kimileri bunun tam aksini savunuyorlar. Bunlar enflasyonun sebep, faizin sonuç olduğunu savunuyorlar. Pekala öyleyse dünyaya şöyle bir bakalım; şu anda global iktisadın hükümran olduğu dünyada sanki enflasyon sebep, faiz sonuç midir; yoksa faiz mi sebep, enflasyon mu sonuçtur? Şu anda işte Amerika’da enflasyonun geldiği nokta ortada. Avrupa’da enflasyonun geldiği nokta ortada. İsrail’e bakalım… İsrail’de faiz nedir, enflasyon nedir, oranlar ne durumdadır? Buna bakalım. Buna baktığımız vakit bizim tezimizin yanlışsız olduğunu oralarda zati görüyoruz. Şu anda da ben tekrar iddiamdayım.

“Faizin yükseltilmesini savunmayacağım”

Tayyip Erdoğan, aslında en başından beri düşük faizden bahsediyor ve “Bu faiz inecek” diyor. Ben hiçbir vakit faizin yükseltilmesini savunmadım, savunmuyorum ve savunmayacağım. Farklı düşünenler de çıksa Tayyip Erdoğan birebir noktadadır. Asla bu bahisten taviz vermem. Zira bu benim birebir vakitte pahalar silsilesi içindeki üretimdir. Bundan taviz veremem ve vermeyeceğim. Bu biçimde gidişle de biz bu işi başaracağız.

“Başta kamu bankaları olmak üzere yatırımcılara gerekli takviyeleri vermeye hazırız”

Göreceksiniz enflasyon inşallah seçim öncesi nerelere düşecek; çok açık net bütün kanıtlarıyla her şeyiyle ortada. Zira faiz lobileri kuduruyor. Ben ne dedim TÜSİAD’a? “Hadi buyurun, para sizde, finans bölümü sizde. Niçin yatırım yapmıyorsunuz? Arkadaş sen varlıklı misin, para sende mi, finans sende mi? Biz sizden bir şey istiyoruz; yatırım, istihdam, üretim, ihracat, büyüme… Lakin biz size bunu söyleyince siz tam aksini söylüyorsunuz.” “Faizi düşürelim”, yok… Başta kamu bankaları olmak üzere biz yatırım yapacak olanlara gerekli dayanakları vermeye hazırız. Kâfi ki yatırım yapın, mevcut yatırımlarınızı büyütün ve bununla birlikte de istihdam oluşsun. İşsizliğin en kıymetli tahlili istihdam, üretim, ihracat. Geriden da büyüme geliyor. Büyümede de biz şu anda pek yeterli bir pozisyondayız ve bu bu türlü gidecek. Bu işi de başaracağız.

“15 gün ortayla televizyon yayınlarına çıkacağım”

İnşallah, 15’er gün ortayla birtakım televizyon kümelerinde ortak yayınlara şahsen çıkacağım. Birtakım arkadaşlarımı ayrıyeten çıkaracağım. Onlar da kimi açıklamalar yapacaklar. Şu anda biz mesela ihracatta hiçbir devirde olmayan bir sıçramayı yaptık. Çıkacak Ticaret Bakanım ve bunlarla ilgili nereden nereye geldiğimizi anlatacak. Tıpkı formda Güç ve Alışılmış Kaynaklar Bakanım çıkacak, güçte neredeydik, nerelere geldik, bunu gösterecek. Düşünün, güçte bırakın bir gemiyi bir sandal yoktu. Artık sismik araştırma gemilerimiz var. Üç tane sondaj gemimiz vardı, artık ona bir de dördüncüyü ek ettik ve bu dördüncü de sıfır kilometre. Bunları pek uygun fiyatlarla aldık ve bunlar kendimize ilişkin. Bu türlü bir şey yoktu. Kiralama ile gidiyorduk. Diyelim ki BP ile anlaşıyorduk, BP geliyordu bizde araştırma yapıyordu. Fakat tabi uyanıklık bizdeydi; biz para vermezdik, araştırmayı yap, kazanırsan yarısı senin yarısı benim. Shell’e de birebirini söylerdik. Lakin artık biz kendi gemilerimize sahip çıktık. Onlarla birlikte kendi sularımızda hamdolsun keşifler yapıyoruz. Dünyaya da gemilerimizi kiralama yaparız ve bu kiralamayla tekrar paramızı kazanmaya devam ederiz.

“Asgari fiyat arttı diye personel çıkarma üzere bir durumla karşılaşacağımızı da zannetmiyorum”

Görüşmelerin akışına nazaran inşallah biz de kararımızı iyisiyle vereceğiz. Minimum fiyat arttı diye personel çıkarma üzere bir durumla karşılaşacağımızı da zannetmiyorum. Biz alt gelir kümeleri başta olmak üzere milletimizin bütün kesitlerinin hayat koşullarını düzgünleştirmek için çaba ediyoruz. İstenmeyen durumların oluşmasını engellemek için elimizdeki araçları kullanırız. Kimsenin mağdur olmasına müsaade etmeyiz.

“Stokçuluk yapılması katiyetle yasaktır”

Bu bahisle ilgili başta Ticaret Bakanlığımız gerekli önlemleri alıyor, adımları atıyor. Bu tıp stokçuluğun yapılması katiyen yasaktır. Örneğin şekerle ilgili yapılan açıklamaların akabinde Tarım ve Orman Bakanlığımız depolarda ne kadar şeker olduğunu oralarda göstermek suretiyle rastgele bir meşakkatin olmadığını çok açık net ortaya koydular. Bu türlü bir kahır yok. Bunun dışında endüstride bakıyorsunuz kimi modüllerin, yedek kesimlerin vesaire satışı yahut bunların piyasaya sürülmesi noktasında da ne yazık ki depolama tekniğiyle bunu piyasadan çeken ve bu hususlarda da üretimi engelleyen ahlaksızlar var, edepsizler var. İlgili Bakanlıklarımızla bütün bunların üzerine gitme kararlılığımız var. Arkadaşlara şunu da söyledim; şayet cezai müeyyideleri düşükse, bunların cezai müeyyidelerini artırmak suretiyle biz bu işin üzerine gidelim. Stokçuluk dinimizde de yasaktır.