• YARIM ALTIN
    18.332,00
    % 0,02
  • DÜNYA KATILIM AMERIKAN DOLARI
    41,8242
    % 0,40
  • DÜNYA KATILIM € EURO
    48,6374
    % 0,78
  • DÜNYA KATILIM £ POUND
    55,9316
    % 0,60
  • DÜNYA KATILIM ¥ YUAN
    5,9196
    % 2,43
  • РУБ RUBLE
    0,5102
    % -0,72
  • BITCOIN/TL
    4604361,423
    % -1,58
  • BIST 100
    10.720,36
    % -0,06

ICOM Kırmızı Liste ve Türkiye İş Birliğinin Kültürel Güvenlik İçindeki Rolü

ICOM Kırmızı Liste ve Türkiye İş Birliğinin Kültürel Güvenlik İçindeki Rolü

Kültür varlıklarının yasa dışı akışını engellemeyi hedefleyen ulusal ve uluslararası çabalar, Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde yürütülen programlarda somut sonuçlar veriyor. Bakan Mehmet Nuri Ersoy, kırmızı listenin yalnızca kaybolmuş eserlerin bir envanteri olmadığını vurgulayarak, bu listenin kaçakçılığa karşı farkındalık ve yönlendirme aracı olarak kullanıldığını ifade etti. Ayrıca Türkiye’nin güvenlik güçleri ve sınır kapılarında yürüttüğü koordineli çalışmalar sayesinde son yıllarda yurt dışına çıkarılmadan zengin koleksiyonların ülkeye kazandırıldığını belirtti.

Ersoy, ICOM’un kırmızı liste uygulamasını destekleyen uluslararası dayanışmanın ne kadar kritik olduğuna değinerek, bu ortak çabanın kültür varlıklarının ait oldukları topraklarda korunmasını güvence altına aldığını söyledi. Kamuoyunda bu listenin yanlış anlaşılmasına karşı açıklamada bulunarak, listenin kayıp eserlerin derlenmesi amacıyla hazırlanmış bir kayıt olmadığını tekrar belirtti.

Uluslararası iş birliğinin önemi Türk makamları, emniyet, jandarma ve gümrük birimlerinin koordineli çalışmalarıyla son beş yılda yüz binleri aşan eserin yurtdışına çıkmasının engellenmesini ve tekrar müzelere kazandırılmasını sağladı. Bu çalışmalar, ICOM, uluslararası meslektaşlar ve finansal destek sağlayan kurumlarla kurulan yakın iş birliği sayesinde mümkün oldu. Bakan Ersoy, bugüne kadar elde edilen başarıları sürdürmek için ortak bilinci pekiştirmeye devam edeceklerini belirtti.

Taş Tepeler Projesi kapsamında Karahantepe’de gerçekleştirilen kazılarda, insan yüzü betimli bir T biçimli dikilitaş ilk kez gün yüzüne çıktı. Bu buluntu, Neolitik dönemde insan yüzünün taşlar üzerinden somutlaştırılmasının ilk örneklerinden biri olarak değerlendiriliyor. Eserin çatı taşıyıcısı olmaktan öte, insanı doğrudan betimlemesi gerekçesiyle arkeolojik literatürde dönüm noktası olarak tanımlanıyor. Yaklaşık 12 bin yıl öncesine dayanan çalışma, Anadolu’nun güneydoğusunda insanlığın yerleşik yaşama geçişine ışık tutan önemli bir kapsamdaki arkeolojik girişim olarak öne çıkıyor.

Ersoy’un paylaşımlarında, Karahantepe keşiflerinin “ilk kez insan yüzü betimli bir T biçimli dikilitaşın gün yüzüne çıkarılması” olarak özellikle vurgulanması, bu tür eserlerin koruma ve bilimsel çalışmalara taşınan değerinin altını çiziyor. Bakanlık, bu tür keşiflerin kültür varlıklarının toplumsal hafızadaki yerini güçlendireceğini ve uluslararası toplumla paylaşılan bilgi birikimini zenginleştireceğini ifade etti.