Enerji dönüşümünü yalnızca teknolojik gelişmelerle sınırlamadan ekonomik kalkınmayı, toplumsal refahı ve çevresel sürdürülebilirliği bir arada ele alan Enerjisa Üretim, Strateji ve Portföy Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Egemen Yamankurt’un ifadeleriyle Türkiye’nin enerji geleceğini şekillendirmeye odaklanıyor. Rüzgar enerjisini stratejik öncelikler arasında belirleyen Enerjisa Üretim, yenilenebilir kaynaklara dayalı üretim kapasitesini artırırken düşük karbonlu ve rekabetçi bir enerji vizyonunu bugünden inşa ediyor.
Şu an Türkiye genelinde 31 santralle faaliyet gösteren şirket, rüzgar, güneş, hidroelektrik, doğal gaz ve yerli linyit gibi beş farklı kaynaktan üretim yaparak özel sektörde tek enerji şirketi olarak arz güvenliği ve sistem esnekliği için önemli katkılar sunuyor. Bu yoğun üretim gücü, ülkenin toplam elektrik tüketiminin yaklaşık %5’ini karşılıyor ve dijitalleşme ile çevresel sorumluluk ekseninde değer yaratıyor.
Uzun vadeli planlar bağlamında 2030 yılına kadar kurulu gücünün en az %70’ini yerli ve yenilenebilir kaynaklardan sağlamayı hedefliyoruz. Rüzgar enerjisi, çok kaynaklı üretim yapısının merkezi olarak konumlanıyor. Uygar RES projesi Balıkesir’deki İzmir ve Manisa bölgelerini kapsayacak şekilde tamamlandığında 250 MW kapasiteyle Türkiye’nin en büyük rüzgar santrallerinden biri haline gelmesi öngörülüyor. Bu projenin ilerleyişiyle toplam kurulu güç 4.242 MW’ı aşacak ve yenilenebilir dönüşüm konusunda kararlılığımızı pekiştirecek.
YEKA RES-2024 ihaleleriyle portföye eklenen 410 MW Edirne RES ve 340 MW Balkaya RES ile rüzgar kapasitesi 750 MW artacak. Bu yatırımlar tamamlandığında, Enerjisa Üretim’in Türkiye’nin toplam rüzgar kurulu gücündeki payı yaklaşık %15’e yaklaşacak.
Enerjinin geleceğini kadınlar inşa ediyor Çanakkale’deki Ovacık Rüzgar Enerji Santrali (RES), 54.6 MW kurulu gücüyle sadece yenilenebilir enerji üretimini değil, kadınların enerji sektöründeki görünürlüğünü de öne çıkarıyor. Yönetimden operasyonel süreçlere kadar tüm ekip kadından oluşuyor; santralin tüm kabulleri ve kritik aşamaları başarıyla kadınlar tarafından yürütülüyor. Bu durum, Türkiye’de bir rüzgar santralinin uçtan uca kadın çalışanlar tarafından yönetilmesini simgeliyor. Enerjisa Üretim’in 2023’te hayata geçirdiği Rüzgârı Enerjiye Dönüştüren Kadınlar (REDKA) programı, BM Küresel İlkeler Sözleşmesi ve Kadının Güçlenmesi Prensipleri doğrultusunda 25 kadın mühendis ve teknisyenin sahada aktif rol almasını sağladı. Bu ekip, türbinlere tırmanan, santral operasyonlarını yöneten ve enerjinin dönüşümüne doğrudan katkıda bulunan kadınlardan oluşuyor; böylece sektörün geleceğini şekillendiren ilham verici bir dönüşümün simgesi haline geldi.
2.5 milyar dolarlık yatırım yapıyoruz Enerjisa Üretim’in yatırımlarıyla Türkiye’nin düşük karbonlu enerji tarafını güçlendirmek için yaklaşık 2.5 milyar dolarlık bir bütçe ayırdık. 2028 sonuna kadar 6.250 MW, 2030 itibarıyla ise 7.500 MW kurulu güce ulaşmayı hedefliyoruz. Bu vizyon, kapasite artışını aşan bir yaklaşımla yerli üretim, teknoloji, istihdam ve bölgesel kalkınmayı bir arada ele alıyor. Anlaşmalara konu olan türbinler yerelde üretilirken, jeneratörler, kuleler ve kanatlar da ülke içinde imal ediliyor; bu süreç bilgi transferi ve know-how ile ekosisteme önemli katkılar sağlıyor.


































































































