Avrupa Borsalarında Yükseliş ve Ukrayna Barış Görüşmeleri Takibi

Günün kapanışında Stoxx Europe 600 endeksi, Rusya-Ukrayna barış sürecindeki olumlu gelişmelerin etkisiyle yüzde 1,06 artışla 574,01 puana çıktı. Banka hisseleri yaklaşık yüzde 1,76 değer kazanırken, petrol ve gaz şirketleri de 1,12 puanlık yükseliş kaydetti.

İngiltere’de FTSE 100 endeksi %0,85 artışla 9.691,58, Almanya’da DAX 40 ise %1,1 yükselişle 23.726,22 puandan günü tamamladı. Fransa CAC 40 %0,88 artışla 8.096,43, İtalya FTSE MIB 30 ise %1,01 yükselişle 43.130,32 puandakapanış gösterdi. Avrupa para birimi Euro/Dolar paritesi ise TSİ 20.27 itibarıyla %0,13 artışla 1,159 seviyesinde işlem gördü.

Ukrayna’da barış müzakereleri yatırımcıların yakın takibinde Avrupa borsalarındaki yatırımcılar, ABD öncülüğünde yürütülen Ukrayna barış anlaşması görüşmelerindeki gelişmeleri yakından izliyor. Bugünkü yükseliş yönü, Rusya ile Ukrayna arasındaki olumlu gelişmelerin yanı sıra Fed’in aralıkta faiz indirimine gidilebileceğine dair güçlenen beklentilerden besleniyor. Yatırımcılar, Fed’in yaklaşan para politikası kararını etkileyebilecek haberleri yakından takip ederken, gelecek ay için 25 baz puanlık bir faiz indiriminin olasılığını piyasalarda %83’ün üzerinde fiyatlıyor.

Küresel piyasalarda, ABD Hazine Bakanı Steve Mnuchin veya bağlı olarak yorumlanan isimlerin, Fed başkanlığı gibi önemli atamalarla ilgili konuşmaları da piyasalara ivme kazandırarak risk iştahını artırdı. Uluslararası basında ise ABD Ulusal Ekonomi Konseyi Direktörü Kevin Hassett’in, Trump’ın faiz indirimi çağrısını destekleyecek güçlü bir aday olduğuna dair haberler paylaşıldı.

Ukrayna görüşmeleri iyimserliği artırdı Trump yönetiminin barış sürecine hız kazandırma yönünde baskısını sürdürüyor olması, yatırımcıların kısa vadede iyimserliğini güçlendiriyor. Analistler, Ukrayna, ABD ve Rusya arasındaki görüşmelerin henüz kesinleşmediğini belirtirken, hızlı bir anlaşmazlık halinde pay piyasalarının mevcut olumlu havadan hızla olumsuz havaya dönebileceğine dikkat çekiyor. Ayrıca faiz indirimi konusundaki belirsizliğin, ABD hükümetinin kapanma riski nedeniyle verilerin eksikliğinden kaynaklandığı belirtiliyor.