Anasayfa
Canlı Borsa
Borsa
Döviz Kurları
Altın
Hisse Senetleri
Endeksler
Kripto Paralar
Döviz Hesaplama
Döviz Çevirici
Kredi Arama
parahavadis
Akkuyu Nükleer AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Anton Dedusenko, 2026 yılında birinci devreye alma kompleksinin faaliyete geçmesini hedeflediklerini belirtti. Bu süreç, santralin diğer ünitelerine de teknik hizmet sunacak altyapının hazır olması anlamını taşıyor ve şu anda bu hedefe odaklanmış yoğun çalışmalar sürüyor.
Gaz yalıtımlı şalt tesisi sistemi, Türkiye elektrik iletim ağına entegre olabilmesi açısından hayati öneme sahip. Çin’den karşılanan bu tedarik, montajının tamamlanması ve testlerin başarıyla geçilmesinin ardından Türkiye’nin santral ile otomasyon sisteminin uyumlu çalıştığını gösterdi. Rosatom’un küresel ve esnek tedarik zinciri sayesinde hızlı kararlar alındı.
Türkiye ekonomisine ve bölgeye büyük katkı: Akkuyu NGS’nin Türkiye’nin önemli doğrudan yatırımları arasında olması, Mersin ve çevresinde ekonomik hareketliliği artırıyor. Yerelleşme, tedarik zinciri ve vergiler yoluyla ekonomiye katkı yaklaşık olarak 11 milyar dolar düzeyinde tahmin ediliyor. Proje kapsamında şimdiye kadar yaklaşık 2 bin Türk şirketi yer aldı; şu anda 350 firma sözleşmeli olarak çalışıyor. Malzemelerin neredeyse tamamının Türkiye’de üretilmesi ise yerli sanayi için önemli bir kazanım oluşturuyor.
300 Türk mühendisin Rusya’daki eğitimi: İnsan kaynağı açısından dikkat çeken bir diğer başlık ise 300 Türk mühendisin Rusya’daki önde gelen üniversitelerde eğitim görmesi. Programa 300 yeni öğrencinin daha dahil edilmesi planlanıyor ve bu mühendislerin ilerleyen dönemde Türkiye’de yeni nesil uzmanları yetiştirmesi hedefleniyor. Proje, Türkiye’nin nükleer alanında bilgi birikimini artıran uzun vadeli bir okul işlevi taşıyor.
Zorluklara rağmen inşaat sürüyor: Finansal ve lojistik zorluklara rağmen 2025 boyunca dört üniteye yönelik çalışmalar kesintisiz devam ediyor. Birinci ünitede ana ekipmanların montajı tamamlanırken, dizel jeneratörler de dahil olmak üzere pek çok kritik sistem test ediliyor. İkinci, üçüncü ve dördüncü ünitelerde inşaat ve montaj çalışmaları paralel şekilde ilerliyor. Rosatom’un yürüttüğü diğer projelerde Türk şirketlerinin yer alması, Macaristan’daki Paks-2 ve Mısır projeleri için de Türk firmalarının kalite ve güvenilirliğinin öne çıktığını gösteriyor ve bu, Türk sanayisi için uluslararası alanda önemli bir referans olarak değerlendiriliyor.
SMR ve farklı reaktör seçenekleri: Dedusenko, küçük modüler reaktörlerin (SMR) küresel düzeyde giderek daha önemli hale geldiğini söyledi. Türkiye’nin sınırlı alanları nedeniyle SMR’ler daha uygun bir seçenek olarak değerlendiriliyor; Rosatom bu alanda lider konumda ve Türkiye ile hem karasal hem de yüzer reaktör seçenekleri üzerinde görüşmeler sürüyor. 2053 hedefleri doğrultusunda nükleer enerji Türkiye için stratejik bir rol oynuyor ve Akkuyu NGS sadece bir santral değil, enerji güvenliği, teknoloji transferi ve sürdürülebilir kalkınma adına uzun vadeli bir yatırım olarak öne çıkıyor. 2026’yı devreye alma yılı olarak görmek, Türkiye’nin nükleer enerji yolculuğunda yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor.
