Çevre kontrollü tarım alanında küresel bir adım olarak Ergofarm, 4D-Bios ile kurduğu ortaklıkla Türkiye’de dikey tarımın ölçeklenebilirliğini artırmayı hedefliyor. 4D-Bios’un, Inventronics ile ilişkili olmasıyla ayda milyonlarca LED sürücüsüne yönelik üretim kapasitesi, modern tarım teknolojilerinin ülke çapında yaygınlaştırılmasına olanak tanıyor.
Ergofarm’ın CEO’su Selim Kara, iklim değişikliğinin tarımı nasıl doğrudan tehdit ettiğini vurgulayarak kuraklık, maliyet artışları ve pestisit kullanımının gıda güvenliğini artıran riskler oluşturduğunu belirtti. Yeni sistemler, dış etkenlerden bağımsız üretim imkanı sunarak üretim maliyetlerini düşürme ve verimi artırma konusunda önemli avantajlar sağlıyor. Kara, “Maliyetler düşecek, üretim artacak” mesajını öne çıkarırken, topraksız tarım için olan yatırım maliyetlerindeki çekincelerin de bu çözümle kırılacağını ifade etti.

Ergofarm ve Çinli ortağı, Türkiye’de dikey tarım projelerini hızlandırmayı ve ekosistemin büyümesini teşvik etmeyi hedefliyor. Bu iş birliği, Türkiye’nin bölgesel tarım teknolojisi merkezi olma potansiyelini güçlendirecek adımlardan biri olarak görülüyor.
Pazar coşkusu genişliyor: Türkiye tek başına değil 4D-Bios Dış İlişkiler Müdürü Aiden Lambert, bu ortaklığın sadece Türkiye ile sınırlı kalmayacağını, Orta Doğu, Balkanlar ve Batı Asya’ya da yayılacağını kaydetti. Bu sayede bölge genelinde yeni nesil tarım teknolojilerinin dağıtımı hız kazanacak.
365 gün üretim, su tasarrufunda devrim Çevre kontrollü tarım kapsamında bitkiler, kapalı alanlarda topraksız olarak üst üste dizilmiş tepsilerde yetiştirilir. Su, ışık ve besin unsurları tam kontrol altında olduğu için yılın her günü üretime olanak tanınır; pestisit gereksinimi ise ortadan kalkabilir. Geleneksel tarıma göre su tüketimi yaklaşık %96 azalır; sınırlı alanda bile yüksek verim elde edilir ve şehir içi lojistik avantajlarıyla maliyetler düşer.
Dikey tarım Türkiye’nin tarım vizyonunda kritik bir rol oynayacak Ergofarm, 2023’ten bu yana sürdürülebilir üretim, verimlilik ve karbon sıfır hedefleriyle çalışıyor. Bu ortaklık, tarım teknolojilerinde yeni bir dönemin kapısını aralarken Türkiye’nin iklim değişikliğine karşı dönüşüm sürecindeki kilit aktörlerden biri olmasını bekletiyor.



































































































