Galata Wind’in kurucusu Kuyan, sadece rüzgar ve güneş enerjisi alanında odaklanmanın sektörün finansal performansına önemli katkılar sağladığını belirtiyor. Şirketin mevcut 354 MW’lık kapasitesini 2026–2027’ye kadar 576.8 MW’a, 2030’a kadar ise 1000 MW’ın üzerine çıkarmayı hedeflediğini paylaştı; bunun 410 MW’ı Türkiye’de, 250–300 MW’ı ise yurtdışı projelerinden gelecek. Türkiye’nin 2035’e kadar rüzgar ve güneş kurulu gücünü 31 GW’tan 120 GW’a yükseltme hedefiyle ulusal strateji, sistem esnekliği ve yük dengelemesini güçlendirmeye odaklandığını vurguladı.
Galata Wind’in üretimini Bandırma’daki Şah Rüzgar Santrali, Mut’taki Mersin Rüzgar Santrali, Bursa Nilüfer’deki Taşpınar Rüzgâr ve Hibrit Güneş Santrali, Çorum’daki Çorum Güneş Santrali ile Erzurum Bölgesi’ndeki Erzurum Güneş Santrali ve Erzurum’daki Şahlar/Asia kulelerindeki projeler oluşturuyor. Ayrıca Hınıs ve Karayazı’daki tesislerle bölgedeki enerji üretimi çeşitlilik kazanıyor.
‘Bahçeme yapılmasın’ sendromu olarak adlandırılan direnç, yenilenebilir enerji projelerinin kamulaştırma süreçlerinde karşılaşılan algısal sorunlar nedeniyle uzuyor. Kuyan, rüzgar tribünlerinin gürültüsü veya rüzgar yönünün değişimi gibi şehir efsanelerinin yerel tepkileri tetiklediğini ve uzayan davaların yatırım akışını yavaşlattığını ifade ediyor. Planlanan Süper İzin mekanizmasının uygulanmasıyla Türkiye’nin Avrupa’yı geride bırakabileceğini belirten Kuyan, izin süreçlerinin kısaltılması gerektiğini ve mevcut durumun sektöre haksızlık yarattığını dile getiriyor.
İtalya ve Almanya’da 2026’ya kadar devreye girecek projeler kapsamında, 2025–2027 dönemi için 300 MW yurtdışı yatırım hedefi doğrultusunda Almanya ve İtalya ile güneş enerjisi santralleri (GES) için çeşitli anlaşmalar imzalandı. Bu projeler arasında tarıma uygun tarım-GES (agrivoltaics) uygulamalarını içeren çözümler de yer alıyor. Avrupa’daki projelerin 2026 sonunda devreye alınması hedefleniyor.


































































































