• YARIM ALTIN
    7.842,00
    % -0,29
  • AMERIKAN DOLARI
    32,3196
    % 0,20
  • € EURO
    35,1463
    % 0,00
  • £ POUND
    41,0760
    % 0,09
  • ¥ YUAN
    4,4730
    % 0,19
  • РУБ RUBLE
    0,3494
    % 0,19
  • BITCOIN/TL
    2286549,366
    % -0,55
  • BIST 100
    9.056,33
    % 2,83

“Avrupa ve ABD’nin üretimi çekmesi bizim için risk”

“Avrupa ve ABD’nin üretimi çekmesi bizim için risk”

Volkan AKI

Bütün sektörler Endüstri 4.0 ile birlikte hızlı bir dönüşüm içerisine girdi ve ulusal ve küresel rekabet içinde yer alan şirketler, bu dönüşümü en doğru şekilde yönetmek istiyor. Borusan Holding kendi dönüşüm planını “3İ” olarak kodluyor; yani iklim, insan ve inovasyon. Sürdürülebilirlik felsefesini 3İ prensibiyle yerleştirmek istediklerine vurgu yapan Kafadar, gelişmiş ülkelerin işlerini ‘outsource’ etme ezberlerinde son yıllarda değişim olduğuna da dikkat çekiyor. Rekabetçiliklerini kaybetme endişesinin işleri kendi ülkelerine döndürme neticesine sebep olacağına işaret eden Kafadar, Türkiye için ise “Avrupa ile diğer ülkeler arasında bir yerdeyiz. Görece iyi bir konumumuz var ama geleceğimiz de risk altında” diye uyarıda bulunuyor.

Global ekonomik dönüşümü ve Borusan’ı bu dönüşüme nasıl adapte ettiklerini Holding’in CEO’su Erkan Kafadar’la konuştuk.

■ Dünya dönüşürken büyük gövdeyi çevirmek çok daha zor. Borusan Grubu’nda siz bunu nasıl sağlıyorsunuz?

Bizler gibi ana üreticiler, büyük üreticiler olayın farkına varmış vaziyette. Endüstri 4.0 öncesinde de Türkiye’deki otomasyon seviyesi kötü bir durumda değildi. Ben olayı şöyle adlandırıyorum, gelişmiş ülkeler rekabetçiliklerini zaman içerisinde kaybetme endişesiyle birlikte aslında işlerini daha çok son 25 yılda diğer ülkelere ‘outsource’ etme eğiliminden vazgeçerek, oldukları ülkelere geri döndürmeye başladılar. Özellikle Amerika geri çevirme yoluna giden ülkelerin başında geliyor. İşlerini ülkelerine geri döndürme eğilimiyle birlikte, bıraktıkları şekilde geri döndüremeyeceklerini, az gelişmiş ülkelerdeki gibi getiremeyeceklerini anladılar. Bu konuya daha fazla önem vermeye başladılar. Türkiye ekonomisine baktığınızda bulunduğumuz versiyon aslında durumu çok güzel anlatıyor. Avrupa ile diğer ülkeler arasında bir yerdeyiz. Görece iyi bir konumumuz var. Avrupa’ya yakın duruyoruz, onlarla beraber birçok şey yapıyoruz ama geleceğimiz de risk altında. Avrupa kendine çevirebilir bu işleri veya az gelişmiş ülkeler bu işleri daha fazla kendine çevirebilir. Bu nedenle izlenebilecek politikalar çok önemli. Bizim isteğimiz dışında böyle bir sürece geçilebilir. Fason kelimesini kimse sevmiyor ama bu size biçilen bir rol. Yetişmiş iş gücü, iyi bir sermaye yapısı, yetişecek bir sistem… Türkiye’nin özellikle büyük sanayilerinin burayı çok yakından takip ettiğini ve gereken teknolojik dönüşümleri her aşamasında yaptığını görüyorum. Yan sanayi ve daha küçük işletmelere gittiğinizde ise teknolojik yatırımları yapmakta geciktiklerini görüyorum. Ana sanayiyi yan sanayiler rekabetçi bir şekilde destekleyemezse ana sanayi de gücünü kaybeder.

■ Sizin sektörünüzde çelikte üretimin yapısı değişiyor. Siz bunu nasıl okuyorsunuz?

Çelikle ilgili 20 yıldır çok ciddi bir çeliği inceltme ama aynı zamanda mukavemetini koruma konusu var. Araçlardaki en önemli konu güvenlik. Bir taraftan arabayı hafifl etmek istiyorsunuz ama kaza anında da güvenli olsun. Bu trend aslında elektrikli arabaların yaygınlaşmasıyla birlikte yavaşladı. Çünkü araba ağır olduğunda daha fazla yakıt harcıyor ve havayı daha fazla kirletiyor. Üzerine çok konuşulabilecek bir konu. Arabalar elektrikli hale gelince her şey harika olacakmış gibi konuşuyoruz. Fakat o elektrikli arabanın kullanacağı enerjinin üretimi bugün aslında konumuz. Burada en çok çalıştığımız konu karbon fiber parçalar üretmekti. Detayına girdiğiniz zaman o işin o kadar kolay olmadığını görüyorsunuz. Çelikten çok daha fazla alternatif malzemelere dönüşün bugünden daha fazla olmayacağını düşünüyorum.

BORUSAN GELECEK İ3 MODELİ!

Sürdürülebilirlik konusuna gelelim. İşin sürdürülebilirliği var, çalışanlar var, aile-yönetim var, çevre konusu var…

Bizim üç odak alanımız var. Sürdürülebilirliği “İ3” üzerinden yönetmek hedefimiz. Bunlar nedir; iklim, insan, inovasyon. İnsan, biraz önce bahsettiğiniz yönetim, bugünün, geleceğin yönetimi, buradaki çeşitlilik, kadın-erkek eşitliği, her gruptan çalışanın olması, farklılıkların benimsenmesi, ‘Borusan Eşittir’ ruhunun olması, çalışanların sürekli gelişimi, eğitimi, geleceğin yeteneklerinin yetiştirilmesi… Bizlerin en önemli görevi bu 3 “İ”ye sahip çıkmak. İnsan odağını doğru yapmadığımızda, yetenek kısmını geliştirmediğimizde, yetenekleri, yetkinlikleri bulmak, geliştirmek ondan sonra onları performansa dönüştürmek ve geleceğimizi emanet edeceğimiz yapıları kurmak zor.

RES’in yanına 100 MW’lik GES koyacak

■ Yeni iş alanları neler olabilir?

Şarj istasyonları olabilir. Aynı zamanda bir elektrik üreticisi olduğumuz için enerji şirketimizle otomotiv şirketimiz beraber çalışıyor, proje yapıyorlar. Bizden araç alanlar aynı zamanda yeşil enerji kullanacaklar. Bizim de Supsan firmamızda yeni nesil motorlara, elektrikli motorlara geçişi planlamamız lazım. Hem kendi imkanlarımıza bakıyoruz hem de Türkiye’de yatırım yapmaya açık firmaları araştırıyoruz. Teknolojik özellikli ürünlerde ortaklık kurmak için yabancı 20 isim belirledik. Lojistiğin içinde olmadığı herhangi bir şey yok. Bir şey A noktasından B noktasına gidiyor. Gelecek için belki de en çok proje yaptığımız konuların başında lojistik şirketi geliyor. Borusan Lojistik’in içinde eTA-Dijital Lojistik diye bir yapılanmamız var. Bu dönüşümün olacağına inanıyoruz. Öte yandan bu yılın başında kanunlaşan hibrit tesisler meselesi var. Güneş veya rüzgar enerjisi olan tesisinize diğer enerjiyi kombine etmenize izin veriyor. 100 megavata yakın güneş enerjisini hibrit tesis olarak rüzgarın yanına koymak için başvurumuzu yapıyoruz. İzin belgemizi aldık. Avrupa Yeşil Mutabakatı’ndan en çok etkilenen sektörlerin kendilerine yönelik enerji yatırımları olabilir. Projeyi, mühendisliği, üretimi yapıp teslim edebiliriz. Onlar için yatırım yapıp temiz enerji satabiliriz ya da onların tesislerini onlar adına çalıştırabiliriz.

“Hasan Tahsin Güven’in vefatının derin üzüntüsünü yaşıyoruz”

25 yıldan fazla süredir Borusan CAT bünyesinde çalışan, halihazırda şirketin Türkiye genel müdürlüğü görevini yürüten Hasan Tahsin Güven geçtiğimiz günlerde vefat etti. Borusan Cat tarafından konuyla ilgili olarak yapılan açıklamada, “Ailemizin değerli ferdi, Türkiye Genel Müdürümüz, 25 yıldan uzun süredir organizasyonumuza yön veren, birçok başarıya imza atan Hasan Tahsin Güven’i kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz” dendi.

YORUMLAR YAZ